Nevin Öğretmen… 83 yaşında… Eşini yeni kaybetmiş… Tüm hayatı boyunca büyük bir aşk ile sevmişler birbirlerini. “Bir gün olsun üzmedi beni çok mutluyduk” diyor. Dilinden ismi düşmüyor sergimi gezerken. Ve ayrılamıyor “Aşk” tablomun başından.
Aşk tablosundaki kadın ve erkekte kendilerini gördüğünü söylüyor. Sarılıp öpüşüyoruz ve kartımı alıp sergiden ayrılıyor. İki gün sonra bir telefonla yine gözlerim doluyor.
Nevin öğretmen eğer satılmadı ise tablomu almak için geleceğini söylüyor. Söylediği vakitte kızıyla birlikte sergime geliyor. Tabloyu gördüğünden beri unutamadığını, gözleri dolu dolu bu tablonun kendisine eşiyle kendisinin eski hallerini hatırlattığını söylüyor. Yanında benzer kompozisyonda çekilmiş fotoğraflarını da getirmiş. Fotoğraflara bakıp karşılıklı ağlıyoruz. O kadar zarif ki gelirken bana bir de hediye getirmiş:)
Tablomu sarıp kendisine teslim etmeden önce bir hatıra fotoğrafı çektirmek istiyorum. Beni kırmıyor. Eşinin 52’si çıkmadığı için makyajsız geldiğini belirtiyor ancak yanımızda bir ruj var ise eline yüzüne benim için biraz renk vermek istediğini söylüyor.
İşte içinde hem hüznü, hem özlemi hem de mutluluğu ve aşkı barındıran o hatıra fotoğrafımız…
Ve böylelikle “Aşk” tablom Bir Aşk Hikayesi’nin içinde yerini alıyor…